“Bayrağıma yan gözle bakanın mezarını kazacağım.”
SERDAROĞLU
“Bayrağıma yan gözle bakanın mezarını kazacağım.”

“Televizyonlarda milliyetçileri kötü göstermeye çalışan şuursuz gafiller,
toplumsal yapımıza büyük zarar vermektedirler.”

TBMM Genel Kurulu’nda Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Esasları Hakkındaki Kanunu görüşmeleri üzerinde söz alan MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet SERDAROĞLU, son günlerde özerklikten, iki dilden, iki bayraktan sıkça bahsedildiğine dikkat çekerek, şair Arif Nihat ASYA’nın şiirinden alıntı yaparak sert tepki gösterdi. SERDAROĞLU, “bayrağıma benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım” dedi.

Konuşmasında TV dizilerini de eleştiren SERDAROĞLU, yayıncılık sektörünün rayting uğruna pek çok çarpık ilişkiyi görünür yaptığını, pek çok kötü alışkanlığı, çocuklarımızın gözünün içine soktuğunu ifade ederek, “Yaşananlardan zerre kadar haberi olmayan senaristler, yakın tarihi yeniden yorumlayıp, Milliyetçilere yönelik saldırılarla ideolojik saplantılarını dizilere taşımaktadırlar. Türklüğe ve milliyetçiliğe yapılan, bu senaryo saldırılar, “geceyarısı ekspresi” filmindeki çarpıtmaları bile geride bırakmıştır. Bu tür senaryoları yazanlar, birilerini melek, milliyetçileri kötü göstermeye çalışan bu çarpık anlayış sahipleri, yaptıkları yanlışın bile fakında olmayan bu şuursuz gafiller, toplumsal yapımıza büyük zarar vermektedirler.” diye konuştu.

Mehmet SERDAROĞLU’nun konuşmasının tam metni aşağıdadır:

Tasarı ile radyo ve televizyonların yayın esasları baştan aşağı değiştirilmektedir. Bugüne kadar Avrupa Birliği’ne uyum bahane edilerek, dayatmalarla nereye getirildiğimiz milletimizce malumdur. Görüştüğümüz tasarının da, değişiklikten öteye gidip gitmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bu tasarının kanunlaşması ile birlikte, İktidar, yayın organları üzerindeki baskısını daha da artırabilecektir.

Yaşadığımız iletişim çağında iletişim araçları, bütün hayatımıza yön vermekte, en küçüğünden, en büyüğüne kadar, toplumu, etkilemektedir. Evlerimizde bulunan televizyon
ve özellikle tamamen denetim dışı olan internet vasıtasıyla, geleneksel aile yapımız bozulmakta, ana-babanın çocuklar üzerindeki etki ve denetimleri son derece azalmaktadır.

Bizi biz yapan, tarihi, kültürel, milli ve dini değerlerimizi korumak en önemli önceliğimiz olmalıdır. Bugün, yayıncılık sektörü, raiting uğruna, pek çok çarpık ilişkiyi, görünür yapmakta, pek çok kötü alışkanlığı, çocuklarımızın gözünün içine sokmaktadır. Bunalıma girene “uyuşturucu ve içki”, haksızlığa uğrayana, mahkemeler değil de çeteler çözüm olarak gösterilmektedir.

Dizilerde, aşk üçgenleri kurulmakta, gayri ahlaki tutum ve davranışlar, normal ve masum gösterilmekte, toplumun tüm ahlaki ve manevi normları, yerle bir edilmektedir. Televizyoncuların özgürlük anlayışı, tamamen yakıp yıkmaya, bölüp parçalamaya, ahlaki zaaflar yaratmaya odaklı bir raiting anlayışıdır. Yaşananlardan zerre kadar haberi olmayan senaristler, yakın tarihi yeniden yorumlayıp, Milliyetçilere yönelik saldırılarla, ideolojik saplantılarını dizilere taşımaktadırlar. Türklüğe ve milliyetçiliğe yapılan, bu senaryo saldırılar, “geceyarısı ekspresi” filmindeki çarpıtmaları bile geride bırakmıştır. Bu tür senaryoları yazanlar, birilerini melek, milliyetçileri kötü göstermeye çalışan bu çarpık anlayış sahipleri, yaptıkları yanlışın bile fakında olmayan bu şuursuz gafiller, toplumsal yapımıza büyük zarar vermektedirler.

Üzerinde durulması gereken başka bir konu da, çocuklara yönelik dizi ve çizgi filmlerin durumudur. Gerçeklikten alabildiğine kopuk, vahşet, şiddet, sihir ve büyü içeren bu tür yapımlar, gelecekte, ruh durumu bozuk bir toplumun, alt yapısını oluşturmaya hizmet etmektedir.

Raiting uğruna, her yolu mubah sayan televizyonculardan, bu konuda bir duyarlılık beklemek hayal olduğuna göre, çocuklarımızın korunması görevi de tamamen ailelerimize düşmektedir.

Televizyonlarda, “iyi ve doğru olanı” görmek, neredeyse imkânsızdır. Dolayısıyla, toplumsal yapı ve ahlaki değerlerimizin korunmasında, öncelikli görev, kuruluş amacına uygun olarak, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna düşmektedir. RTÜK’ün, iktidarı eleştirenlere karşı gösterdiği duyarlılığı, yukarıda saydığım yayınlara da göstermesini umut ediyorum.

Bugün, büyük şairimiz Arif Nihat Asya’nın ölüm yıldönümüdür. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. Özerklikten, iki dilden, iki bayraktan bahsedildiği şu günlerde, Rahmetli Arif Nihat ASYA’nın Bayrak şiirinden alınan mısralarla sözlerimi tamamlıyorum.

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum,
senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın,
Mezarını kazacağım.

Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.