30 haziran 2010 özelleştirme chp grup önerisi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ

126’ncı Birleşim
30 Haziran 2010 Çarşamba
2.- (10/788) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 30/6/2010 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu’nun 30.06.2010 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay Vural
İzmir
MHP Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan 10/788 esas numaralı, “Ülkemizdeki özelleştirme uygulamalarındaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla” Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis Araştırması önergesinin görüşmelerinin Genel Kurulun 30.06.2010 Çarşamba günlü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin lehinde Sayın Mehmet Serdaroğlu, Sayın Mustafa Özyürek; aleyhinde Sayın Veysi Kaynak, Sayın Bekir Bozdağ.
İlk söz, önerinin lehinde Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu’na aittir.
Buyurun Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Çok Değerli Başkanım, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi hakkında söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde özelleştirme, altını çizerek ifade ediyorum ki, 1984 yılında, kamuya ait yarım kalmış tesislerin tamamlanması veya yerine yeni bir tesis kurulması amacıyla başlamıştır. Özelleştirme, yönteminden rayiç bedel ve değerine, alıcıların yerli-yabancı olmasından istihdam tartışmalarına, gelirlerin bütçeye yama yapılmasından yolsuzluk ve yandaşlara yok pahasına peşkeş çekildiği iddialarına kadar her zaman güncelliğini korumuştur. Ancak, ülkemizde özelleştirme uygulamaları yeterince incelenmemiştir.
Değerli milletvekilleri, uygulanan özelleştirme politikalarının en sakıncalı yönü “ne pahasına olursa olsun” anlayışıyla hareket edilerek “Babalar gibi satarım.” mantığıyla keyfî davranılmasındadır. Yerli-yabancı ayrımı iyi yapılmadan, stratejik özelliklerine bakılmadan yapılan özelleştirmeler çok daha büyük sorunları beraberinde getirmiştir. Stratejik tesislerin özellikle yabancılara satışı ise başlı başına bir araştırma konusu olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bugüne kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarıyla toplam 38,7 milyar dolar gelir elde edilmiştir. Bu rakamın 4,6 milyar doları 85-89 yılları arasında, 3,3 milyar doları 2000-2002 yılları arasında elde edilirken, AKP İktidarı döneminde ise 2003-2010 yılları arasında çok önemli ve stratejik değeri olan tesisleri de içine alan 30,7 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştır. Bu satış rakamı ile övünmektesiniz. Oysa bu rakam sadece Türk Telekom’un olması gereken gerçek değerdir.
Değerli milletvekilleri, AKP İktidarının yarattığı sanal gündem maddelerinden fırsat buldukça teğet geçebildiğimiz ekonomi, ülkenin aslında gerçek gündemidir. Ekonomi gündeme geldiğinde, sekiz yıldır tek başına iktidar olan Hükûmet, hâlâ 2002 yılı ve öncesiyle kıyaslamalara devam etmekte, 2002 çukurunda debelenip durmaktadır. Sizin hatanız, 2010’la 2002’nin, 2002’yle ondan önceki yılların arasındaki farkı göremeyişinizdir. Dilinize doladığınız o bakkal dükkânı gibi açılan bankalara biz el koyduk ve Fon’a devrettik ve bunun maliyeti 20 milyar dolardır. Siz ise bu bankaları, Telekom satışında olduğu gibi, değerinin çok altında, 17-18 milyar dolara sattınız. Aslında olması gereken değer bunun iki katıdır ve tahsil ettiğiniz paranın akıbeti de maalesef belli değildir. Buradan samimiyetle ifade ediyorum ki iktidarımızda, bankaların satışı, Telekom’un satışı, Balıkesir SEKA’nın satışı bile sizi Yüce Divana göndermeye yetecektir. İşte Anayasa değişikliğindeki gizli amacınız da Yüce Divandan kurtulmanın yolunu yapmaktır.
Değerli milletvekilleri, ekonomi politikasını, sıcak para, borçlanma ve satıp savma mantığıyla yürüttüğünüz özelleştirme gelirine bağlı sacayağına oturttunuz. AKP İktidarı döneminde yapılan bir iki özelleştirme uygulamasına da huzurlarınızda dikkat çekmek istiyorum: Bunlardan biri “Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesi.” diye adlandırılan Türk Telekom’un yüzde 55’inin Lübnan’ın Başbakanı Hariri’nin ailesinin olan Oger firmasına 6,5 milyar dolara satışıdır. Sayın Başbakanın Türk-Arap İşbirliği Toplantısında “Sevgili Kardeşim Hariri’yi de çok özel olarak selamlıyorum.” demesi fevkalade anlamlıdır.
Bu özelleştirme hakkında iddia ve tesadüfler silsilesini medyada ve çeşitli iddianamelerde yer alan ifadelerle kısaca anlatmaya çalışacağım. Başbakan Sayın Erdoğan 15-16 Haziran 2005 tarihinde Lübnan’a ziyarette bulunuyor. Bu ziyarette, özelleştirmeden sorumlu Maliye Bakanı Sayın Unakıtan da bulunuyor. Lübnan ziyaretinin hemen ardından, iki gün sonra, 17 Haziran 2005 tarihinde Lübnanlı Oger firması ile Sayın Başbakanın dostu Berlusconi’nin desteklediği Telekom İtalya yani TIM, ortaklık kurduklarını Özelleştirme İdaresine bildiriyorlar. On üç gün sonra da bu ortaklık Telekom hissesini kazanıyor.
Dikkat çekici diğer bir tesadüf ise Sayın Başbakanın bu ziyaretinin öncesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığının, ortak bildirme süresinde uzatıma gitmiş olmasıdır. Bu nasıl özelleştirme diye insan gerçekten düşünmeden yapamıyor.
Bu ihalenin süreci ve yaşananlar madalyonun bir yüzünü oluştururken madalyonun diğer yüzünü ise 6,5 milyar dolarlık satış bedeli oluşturmaktadır. Güçlü altyapısıyla, yeniliğe açık teknolojisiyle, 20 milyona yakın abonesiyle Telekom gibi dev bir operatöre biçilen bu değer ne kadar gerçekçidir? Buna, vereceğim örnek ile siz karar verin. Telekom, 17 milyon abonesinden ayda 170 trilyon, yılda 2 katrilyon, bir başka ifadeyle yılda 1,5 milyar dolar sabit ücret geliri elde ediyor. Yani Telekom sadece dört yıllık sabit ücret gelirine satılmıştır değerli milletvekilleri. Diğer önemli büyük ve esas gelirleri de bu hesabın içinde yoktur. Nitekim, alan firma ihale bedelinin tamamını birinci yılın sonunda ödemiştir. Şimdi, bu işten kuşkulanmayalım da ne yapalım?
Bu ve benzer özelleştirmeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırmayacak da neyi araştıracağız? Bakın, bizden 2,5 kat küçük olan Yunan Telekom’u 11 milyar dolara satılmıştır. Buna göre, bizim Telekom’umuzun 28-30 milyar dolar etmesi gerekirken…
Değerli milletvekilleri, diğer dikkat çeken bir özelleştirme örneğini de huzurlarınıza getirmek istiyorum. Bu da Balıkesir SEKA’nın satışıdır. Bu fabrika 10 Haziran 2003 tarihinde 1 milyon 100 bin dolara -yine Sayın Başbakanın, yakınlığıyla bilinen- Albayraklara satıldı hem de Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kendi yaptırdığı değer tespitinin ellide 1’ine, satıldı. Açılan dava sonucu hukuka aykırı satış tespit edilip kamuya iadesine karar verildi ancak bu karar bugüne kadar uygulanmamıştır. 1.800 dönüm arazi, 201 lojman, 2 üretim tesisi, 2 sosyal tesisiyle değerinin ellide 1’ine 1 milyon 100 bin dolara satılan Balıkesir SEKA için 50 milyon dolar yurt dışı kredisi kullanıldığını ve bu krediyi kullananı biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim. Bu krediyi kullanan da, bu fabrikayı ellide 1 fiyatına babalar gibi satan da tesadüfe bakınız ki Sayın Kemal Unakıtan. İnsaf edin, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu satışı da mı araştırmasın?
Değerli milletvekilleri, hangi birini örnek verelim şaşırıyoruz. Tekel özelleştirmesine de kısaca değinmek istiyorum. AKP Hükûmeti Tekeli önce üçe böldü. Alkollü içkiler bölümünü 2003 yılında 292 milyon dolara bir gruba sattı. Satıştan yaklaşık üç yıl sonra bu grup şirketi 3 katından fazla bir meblağa, yani 950 milyon dolara yabancı bir gruba sattı. Bu da mı araştırılmasın?
Ardından, Tekelin sigara fabrikaları ve markaları ise 2008 yılında British American Tobacco’ya -BAT’a- satıldı. Bu satış yapılırken de çalışanlara yaprak tütün işletmelerinin kapatılmayacağı sözü verildi ancak işletmeler kapatıldı ve işçilerin anası da bugün ağlıyor.
TÜPRAŞ; PETKİM, limanlar ve benzeri özelleştirmelere ise hiç değinmedim. Bu üç örnek, yapılan diğer özelleştirmelerin aynasıdır.
Değerli milletvekilleri, işte tüm bu ve bunlara benzer nedenlerle ülkemizdeki özelleştirme uygulamalarının araştırılması mutlaka gerekmektedir. Yaptığınız özelleştirmelerden şüphe duymuyorsanız, doğruluğuna, dürüstlüğüne inanıyorsanız ve kendinize de güveniyorsanız önergemize lütfen destek veriniz. Aksine, yine, ret oyu kullanırsanız, kamuoyunca dile getirilen şaibelerin, iddiaların ve tesadüflerin altında kalırsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – Gelin, önergemize destek verin. Destek verin ki iddialar gerçeklerin üzerine çıkmasın. Destek verin ki akrabalar, yandaşlar iktidarlara yanaşmasın. Destek verin ki kimse kimseyi karalamasın. Destek verin ki aklar, karalar belli olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Serdaroğlu.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.