28 mayıs 208 trt kanunu
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ

110’uncu Birleşim
28 Mayıs 2008 Çarşamba

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TRT Kanunu Tasarısı’nın 4’üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Heyetinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, güçlü devletlerin güçlü yayın kuruluşları olur. Biz de çok güçlü bir devletiz. Ancak gücümüzü bugüne kadar yeterince kullanıp değerlendiremedik. Vatandaşlarımıza, gençlerimize verdiğimiz ideal ve hedefler hep cılız kalmıştır. Böylece milletimiz ve ülkemiz her türlü bölücülüğe, yıkıcılığa, kültür emperyalizmine, ekonomik dalgalanmalara açık hâle gelmiştir. Bugün de devletimizin vatandaşlarımıza gösterdiği ciddi bir hedef yoktur. Bulunduğumuz coğrafya özel bir coğrafya olduğu için çok dikkatli olmamız gerektiği hâlde, ne yazık ki, vatandaşlarımız her türlü dış etkiye açık bırakılmıştır. Gençlerimiz yabancıların etkisine açık bırakılmış; devlet, vatandaşına iyiyi, doğruyu, güzeli, kendisi, ailesi, devleti ve milleti için faydalı olanı öğretmemiştir.
Türk halkının kültürünü, eğitim seviyesini geliştirip, yabancı tesirlerin kucağından çekip alması gereken TRT, Küçük Ev gibi misyonerlik, Dallas, Flamingo Yolu gibi ahlaksız dizileri yayınlayarak, Türk ahlakını yıkmaya, maalesef, yardımcı olmuştur. Otuz yıl önce seyrettiğimiz Dallas dizisindeki kepazelik olarak gördüğümüz hastalıklar günümüz Türkiye’sinde, maalesef, yaşanmaktadır.
TRT’den millet olarak beklediğimiz Türk kültür ve ahlakına uygun, eğitici, bilgilendirici, yeri geldiğinde eğlendirici, kaliteli yayınlar yapmasıdır.
TRT, Türk insanına, Türk sanatına, sanatçısına, bilimine, bilim adamına, devletine, devlet adamına karşı sorumludur. TRT, Türkiye'nin imkânlarını, güzelliklerini göstermeye yardımcı olabilecek, yetişen nesillere âdeta bir okul kadar katkı sağlayabilecek bir kurumdur. TRT, yayınlarında doğruluk, dürüstlük ve adaletten ayrılmamalı. Türk edebiyatının güçlenmesine, Türk mutfağının modasının geliştirilip tanıtılmasına katkı sağlamalıdır. TRT, misyonerlerin kucağına bırakılan gençliğe, millî, dinî ve ahlaki değerlerimizi en doğru şekilde anlatabilecek bir önemli ve bir değerli kurumumuzdur. TRT, gençliği her türlü kötü alışkanlıktan uzak tutarak, kendisine ve ülkesine faydası olan insanlar olarak yetişmelerine katkı sağlayabilir. TRT, Türk halkına unutturulmuş millî hedefleri hatırlatıp, kalkınma, yükselme ve uygarlığın en ön safında yer alma düşüncesini yerleştirebilirdi.
Ne oldu da bütün bunlar olmadı? Çünkü, TRT yöneticileri bu heyecanla göreve başlamadılar. Yapmak istedikleri değişiklikler, getirmek istedikleri yenilikler de ilmî temellere dayanmayan ve uzmanlarca geliştirilmiş çalışmalar olmadı. Üç beş kişinin şahsi menfaatleri için yapılanmalar gerçekleştirildi, kişiye has müdürlükler ihdas edildi. Sonuçta TRT, büyüdükçe küçülen bir kurum oldu.
Değerli milletvekilleri, halkın doğru ve hilesizce bilgilendirilmesinde TRT, bir devlet kurumu olarak daima inanılır, güvenilir ve tarafsız olmak zorundadır. TRT, zaman zaman iktidarların sesi ve reklam aracı olmuştur. İşte, böyle olduğu dönemlerde Kurum devlet kurumu olma vasfını kaybetmiş ve şiddetle eleştirilmiştir. Başında bulunan yöneticilerin de itibarları maalesef yok olmuştur. TRT’nin bir devlet kurumu olarak taraflı yayın yapması, kullanılması, yani özellikle iktidarların sesi hâline getirilmesi Kurumda yetkinin kötüye kullanılmasından başka bir şey değildir. Bu ise devletin malından bir şeyler çalmaktan farksızdır. Güvenilirliğini kaybetmiş bir TRT’nin bir devlet kurumu olarak ülkeye ve millete verebileceği bir şey olamaz. Bugün ülkenin içinde bulunduğu en büyük problem aslında bir güven sorunu, bir güven bunalımıdır değerli milletvekilleri. Kişiler, kurumlar, siyaset, bürokrat, medya ve hatta aile içinde dahi insanlar birbirlerine şüpheyle bakmaktadırlar. Bu nedenle, Kurumun güvenilirliğini kaybetmemesi fevkalade önem taşımaktadır.
TRT yıllardır büyük paralar vererek Kurum dışından diziler ve programlar satın almaktadır. Bunların bazıları izlenebilir olurken, birçoğu yayından kaldırılmak zorunda kalmıştır. Oysa TRT’de yıllarını bu işe vermiş, gerçekten tecrübeleriyle bilinen yapımcılar olmasına rağmen onlara bu imkânlar verilmeyerek Kurumun büyük miktarda paraları çeşitli şaibelerle çarçur edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, yirmi dört saat Arapça, Farsça, Kürtçe yayın yapan bir kanal kurulacağından bahsediliyor. TRT’de “çok dillilik” adı altında Allah aşkına ne yapılmak isteniyor? AB dayatması ile ortaya çıkan bu durum “Kendi bölücülüğünü kendin yap!” demekten başka bir şey değildir değerli milletvekilleri.
Öte yandan TRT TÜRK kanalının haber ve programlarla zenginleştirilmesi ve Türk dünyasının ortak kanalı olması beklenirken iş olsun diye yayın yapan bir kanal konumunda kalmıştır. TRT INT’in ise yurt dışındaki Türkler için hayati önemi olan bir kanal olarak çok mühim görevler ifa etmesi beklenirken zayıf, cılız bir kanal olarak kalmış, bırakılmıştır. Yurt dışındaki 5 milyona yakın vatandaşımızın ikinci ve üçüncü nesilleri Türkçeyi unutmaya başlamıştır. İşin acı tarafı bu durum maalesef kimsenin umurunda değildir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı ve gerekçesinde belirtilen özerk ve esnek yapılanmadan aslında bir eser yoktur; aksine hükûmetlerin daha fazla kontrol edebileceği bir yapılanma vardır. Bunun en açık belirtisi Kurumla ilgili, uzmanlığa dayalı görüşlerin olgunlaştırıldığı Koordinasyon Kurulunun kaldırılarak konuların doğrudan genel müdürlerin denetimindeki Yönetim Kurulunda karara bağlanması benimsenmektedir. Tasarı ile genel müdürlerin yetkileri artırılırken 2 genel müdür yardımcısının da Bakanlar Kurulu tarafından Yönetim Kuruluna atanması hükûmetlerin kurum üzerindeki vesayetini daha da artıracaktır.
Değerli milletvekilleri, TRT küçültülerek, küçülerek büyütülemez. TRT’de yayınların iyi yürümemesi aslında uzman yayıncı eksikliğinden, tecrübeli elemanların iyi sevk ve idare edilememesinden kaynaklanmaktadır yani yıllardır TRT’de bir yönetim sorunu vardır. Temennimiz yeni Sayın Genel Müdürle birlikte bu sorunun ortadan kaldırılmasıdır.
Değerli milletvekilleri, TRT’de özerklik ve esnek bir yapılanma sağlanmak isteniyorsa önce TRT’ye kamu yayıncılığını yürütebilecek seviyede düzenli bir mali kaynak yaratılmalıdır. TRT, adı “tartışma programı” olan yayınlar ile son dört beş yıldır hükûmetlerin sesi hâline gelmiştir. Bu programlarla TRT, yayın ilkelerini ihlal etmekte, aslında yayın suçu işlemektedir. TRT, eski güvenilir kimliğinden her geçen gün uzaklaşmaktadır. Yeni Sayın Genel Müdür ve yeni yönetim bunu mutlaka durdurmalıdır.
Bu tasarıyla TRT’nin kurumsal ve personel yapısı zayıflayacak, iktidarların baskısına daha açık hâle gelebilecektir. Tasarının, gerekçesinde ileri sürülen amaç ve hedeflerden uzak olduğunu, bu şekilde kanunlaşması hâlinde TRT’de yeni sorunlara neden olacağını düşünmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, TRT Türkiye'nin belleğidir. TRT Türkiye'nin dünyaya açılan penceresidir, yolcuya yoldaş, gurbetçiye gardaş, esnafa arkadaş, ev kadınına sırdaştır. TRT Türkiye'nin şarkısıdır, türküsüdür, neşesidir, hüznüdür. TRT Edirne’yi Ardahan’a, Sinop’u Mersin’e, Hakkâri’yi İzmir’e, dünü bugüne, bugünü yarına bağlayan bir önemli köprüdür. TRT kısaca, Türkiye'nin okuludur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Serdaroğlu, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – Bu sebeple, aslında tasarının yeniden ele alınarak toplumun tüm kesimlerinin katkısıyla olgunlaştırılması gerektiğine inanmaktayız.
Bu duygu ve düşüncelerle, sizleri bir kere daha saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Serdaroğlu.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.