14 ocak 2009 tapu kanunu
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
44’üncü Birleşim
14 Ocak 2009 Çarşamba
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu.
Buyurunuz Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tapu Kanunu ile ilgili tasarının 4’üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.
Görüştüğümüz tasarı, orman kadastrolarının bir an önce bitirilmesi için bazı yeni düzenlemeler getirmektedir. Dolayısıyla, orman içi ve sınırında yer alan yaklaşık on dokuz bin köyü, yaklaşık 7-8 milyonluk bir orman köylüsü kitlesini çok yakından ilgilendirmektedir. Orman içi ve orman sınırlarındaki köylerde yaşayan vatandaşlarımız, ülkemizin en yoksul, en sahipsiz ve en sessiz insanlarıdır. Ormanların korunmasında ve işlenmesinde önemli görevler üstlenmelerine rağmen, geçimlerini temin edebilecek gelir hiçbir zaman ellerine geçmemiştir. Gözden uzak oldukları için onları kimse görmez, seslerini kimse duymaz. İşte, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, bu yoksul vatandaşlarımızın sesi olmak, onların sesini sizlere duyurmak istemekteyiz. Hazırladığınız tasarıda orman köylüsü yok, onların karşılaştıkları kadastro sorunları hiç yok.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Kastamonu’nun yüzde 64’ü ormanlıktır. 1.072 köyün 1.030’u yani tamamına yakını orman köyüdür. Orman köylerinde geçim ormana bağlıdır, ormanda çalışmaya bağlıdır. Orman idaresi, yaptığı planlama dâhilinde orman köylüsünü çalıştırmaktadır. Orman köylüsünün hiçbir sosyal güvencesi yoktur, çalıştıkları iş mevsimsel ve düzensizdir. Her sene de ormanda iş olmaz. Orman idaresi iş vermediği zaman bu insanlarımızın yapacağı başka bir iş yoktur, tek çareleri vardır: Tarıma uygun olan köylerde işçilik yapmak veya göç etmek.
Bu göç olgusu o kadar açıktır ki, bakınız, Kastamonu’nun 1935 yılı nüfusu 361 bin kişidir. 2007 yılında, yani yetmiş iki yıl sonra bu nüfus 360 bine düşmüştür. Oysa aynı dönemde ülkemizin nüfusu 5,5 kat artmıştır. Dolayısıyla Kastamonu’nun nüfusu 1 milyon 985 bin kişi olması gerekirken bugün bu nüfusun 1 milyon 625 bini başta İstanbul olmak üzere ülkenin değişik şehirlerinde yerleşmektedir.
Değerli milletvekilleri, aynı, Kastamonu örneğinde olduğu gibi ormandan geçimini temin edemeyen vatandaşlarımızın büyük şehirlere göç etmesi sonucu Artvin’den başlayarak Karadeniz Bölgesi’nin tamamında ve orman köylümüzün yaşadığı diğer bölgelerdeki önemli bir sorunu gündeminize taşımak istiyorum. Ormanların kenarında yer alan babadan dededen kalma ay yıldızlı tapulu yerleri ekilip biçilemeyince zamanla ormana dönüşmüştür. Böylece, orman idaresi buraları orman olarak kabul etmiştir. Vatandaşlarımız, ellerinde ay yıldızlı tapular olmasına rağmen buralarda hak iddia edememektedirler. Zaten uzun mahkeme işlerine girecek ne paraları ne de teknik bilgileri vardır. Mahkemeye gidenlerin de karşısına yine bilirkişi olarak orman idaresi görevlileri çıkmakta, mahkemeler yanıltılmakta, açılan davalar da aleyhte sonuçlanmaktadır.
Bakınız, Kastamonu Bozkurt ilçesinde elli iki yıldır vergisini ödeyen bir ailenin bahçesi, kadastro çalışmaları sırasında orman idaresine yazılmıştır. Aile dava açarak 1 milyar 800 milyon lira masraf etmiş, şimdi bu aile, parama mı, yerime mi, elli iki yıldır ödediğim vergiye mi yanayım diye bağırıyor. İşte, orman köylülerimizin bu ve buna benzer dertlerine bir çare bulmak da bizim, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevidir.
Değerli milletvekilleri, orman alanlarıyla ilgili bir başka sorun daha vardır: Geçmişte orman arazileri yapılaşmaya açılmış, orman arazileri üzerinde şehirler kurulmuştur. Orman alanlarına yapılan binaların, hatta şehirlerin yıkılarak yeniden ağaçlandırılması kabil olmamış, bugün 2/B olarak adlandırılan sorun ortaya çıkmıştır. Bir tarafta tapulu yerlerin orman alanı hâline gelmesi, diğer tarafta orman arazilerinin tabiri caizse yağmalanarak şehirleştirilmesi.
Değerli milletvekilleri, 2/B arazilerinin satılarak kaynak yaratma ihtiyacı, hem orman idaresinin hem de Hükûmetiniştahını kabartmaktadır. Orman idaresi ve Hükûmet, 2/B arazilerinden beklediği sıcak para için orman köylüsünü hiçe saymakta, orman köylüsünün tapu ve kadastro sorunundan habersiz görünmektedir. Hatta, orman köylümüzün tapulu yerlerini de, orman sınırlarını da keyfince belirleyerek 2/B statüsüne sokmakta, vatandaşın tapulu yerlerini yine vatandaşa satmanın hesaplarını yapmaktadır.
Değerli milletvekilleri, İnebolu, İstiklal Savaşı’nda önemli bir yere sahip istiklal madalyalı önemli bir ilçemizdir. Bakın, İnebolu ilçesi Gemiciler köyündeki kadastro çalışmaları sonunda arazilerinin yüzde 80’inin ormana geçtiğini belirten muhtar şöyle söylüyor: “Vatandaşın ekecek alanı kalmadı. Köylü hak aramak için mahkemeye başvuracak. Bizler cephede mücadeleler verdik, ülkemizin kurtuluşuna katkı sağlamaya çalıştık. O gün ülke için hangi mücadeleyi verdiysek, bugün de haksız olarak elimizden alınan arazilerimizi geri alabilmek için haklı hukuk mücadelemizi ortaya koyacağız.” Bu ses mağdurlardan sadece birkaçının sesi.
Görünen ve yaşananlar odur ki bu şartlar altında özellikle orman köylerinde yaşayan vatandaşlarımızın kendi haklarını korumaları mümkün değildir. Onların kazanılmış haklarını korumak bizlere düşmektedir.
AKP’nin altı yıllık icraatı boyunca gördük ki hep holdinglerin, hep zenginlerin, şeyhlerin ve para babalarının yanında oldular; işçinin, memurun, emeklinin, köylünün, esnafın yanında olmak yerine, hep büyük iş adamının, bankacının yanında yer almayı tercih ettiler. Daha birkaç gün önce bu Mecliste kredi kartlarıyla ilgili kanun teklifimin doğrudan gündeme alınma görüşmelerinde “Bankaların mı, yoksa milletin mi yanında olacaksınız?” uyarıma rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak siz bankaların yanında oldunuz. Biz ise Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletin yanında yer aldık. Böylece, siz kullandığınız oylarınızla bankalara milleti yendirdiniz. Dolayısıyla seçim beyannamemizde belirttiğimiz gibi orman köylüsünün yanında olmak ve onları kalkındırmak yine bize, yani Milliyetçi Hareket Partisine düşüyor. Onların içinde bulunduğu çaresizliği, geçim sıkıntısını, günbegün yaşadıkları göç gerçeğini dile getirmek bize, iktidarda siz olduğunuza göre onların dertlerine ve beklentilerine çare bulmak da size düşüyor.
Değerli milletvekilleri, Anayasa’mız ormanların korunması ve işletilmesi görevini devlete vermiştir. Ormanlarımızın ve orman köylümüzün içinde bulunduğu durumu görünce altı yıldır hükûmet ettiğiniz devletteki bu görevinizi hakkıyla yerine getiremediğiniz bütün açıklığıyla ortadadır. Orman köylümüzün köyünde geçimini temin edecek adımlar bir an önce atılmalıdır. Orman köylümüz göçe mecbur bırakılmamalıdır. Elinizde kaynak var, elinizde asırlık Orman Genel Müdürlüğü teşkilatı var, elinizde sizden iş bekleyen çok değerli orman köylüsü var. Siyasi kararlılık ve iyi bir planlamayla, bütün bu imkânları kullanarak, orman varlığımızı katbekat artırmak mümkündür. Böylece, orman köylümüzün derdine çare olabilir, açlık sınırının altında yaşayan bu insanlarımızın geçimlerini temin etmelerine yardımcı olabilirsiniz. Bunları yapabilmek için yönünüzü, yüzünüzü orman köylüsüne çevirip onların varlığından haberdar olmanız, onların dertlerinden haberdar olmanız gerekir. İşte, ben buradan size hatırlatıyorum: Ülkemizde, birçoğu açlık sınırının, tamamı ise yokluk sınırının altında yaşayan 7-8 milyonluk bir orman köylüsü kitlesi var. İktidar olarak şu zengin yakınlığınızı biraz frenleyip yüzünüzü biraz lütfen onlara çevirin. Aldığınız yüzde 47 oyun rehavetinden kurtulup milletin sesine lütfen kulak verin. Göreceksiniz ki dertlere çare bulmak o kadar zor değil, ama biliyoruz ki yapmayacaksınız, yapamayacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – Dolayısıyla, orman köylümüzün, emeklimizin, esnafımızın, işçimizin, memurumuzun, kısaca, topyekûn bütün vatandaşlarımızın beklenti ve problemlerine çözüm bulmak, çare üretmek Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarında mümkün olacağını ifade ediyor, hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.