18 mart 2010 elazığ depremi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ

75’inci Birleşim
18 Mart 2010 Perşembe
Gündem dışı ikinci söz Elâzığ’daki deprem ve sorunları hakkında söz isteyen Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’na aittir.
Buyurunuz Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Elâzığ’daki depreme ve depremin meydana getirdiği sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı BülentArınç’ın cevabı
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Teşekkür ederim.
Değerli Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Elâzığ depremi vesilesiyle düşüncelerimi sizlerle paylaşmak üzere gündem dışı söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.
Öncelikle, depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.
2 dedemin de şehit olduğu 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde tüm şehitlerimizi minnetle anıyorum.
Mehmet Âkif’in şu mısralarıyla duygularımı özetlemek istiyorum:
“Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana,
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.”
Değerli milletvekilleri, hemen belirtmeliyim ki deprem sonrasında yaşanan, yetkililerin neden olduğu trajikomik vakalar, ne olayın ciddiyetiyle ne devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığı gibi, bu halka reva da değildir. Ölü sayısının bile belirlenememesi kelimenin tam anlamıyla bir skandaldır. 41 tane cenazeyi sayamayan bir irade koskoca bir devleti nasıl yönetir? Şu ufacık depremde bile ölüsünü sayamayan bir iktidarın dirisine faydası ne olur diye de insan düşünmeden geçemiyor.
Değerli milletvekilleri, iktidarın beceriksizliklerini hangi örneklerle açıklayacağımızı şaşırmaktayız ancak Elâzığ Valisinin depreme müdahale konusunda gösterdiği beceriksizliğe ne demeli? Bu, “oneminute”sever Vali, kırk beş haneli Köklüce köyüne ilk iki gün boyunca yetkili ve yardım gönderemezken depremden üç gün sonra Sayın Başbakanın geçeceği yollara asfalt dökerek bu beceriksizliğini örtbas etmekle meşguldü. Bu da gösteriyor ki AKP İktidarı ve onun bürokrasisi, üç köyün deprem enkazının altında ezilmiştir. Göçük altında kalan aslında iktidar ve zihniyeti olmuştur. Elâzığ kırsalında gerçekleşen depremde üç köyün enkazının altında kalan iktidarın İstanbul gibi büyükşehirlerimizde deprem yaşanması durumunda düşeceği aczi varın siz düşünün.
Değerli milletvekilleri, başta büyükşehir olmak üzere İstanbul’da belediyelerin büyük bir bölümüne sahip olan iktidar, 2002’den bu yana İstanbul depremi için bir önlem alamadı. İstanbul’da olası bir depremde 100 binlerin hayatını kaybedeceği, farklı bölgelerde her 3 binadan 1’inin yıkılacağı ifade edilirken iktidar ve İstanbul’daki yerel yönetimleri -hadi on altı demeyeyim ama- sekiz yıldır yan gelip yatıyorlar. 1994’ten bu yana on altı yıldır İstanbul’u yöneten iktidar ve mensupları asayişiyle, ulaşımıyla, deprem riski ve benzerleriyle İstanbul’u yaşanabilir şehir olmaktan maalesef çıkartmıştır. Olası depremde hayatını kaybedecek insanların vebalini, günahını nasıl çekeceksiniz? Hesabı adaletin önünde de mutlaka vereceksiniz. İktidar, olası bir İstanbul depremi için önlemlerini şimdiden süratle almalıdır.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmetinin bir depreme nasıl müdahale edileceğini öğrenebilmesi için bugünkü depremden yüzlerce kat daha fazla yıkıma neden olan 99 Marmara depremine dönemin koalisyon Hükûmetinin nasıl müdahale ettiğine lütfen bakmalıdır ve bundan ders almalıdır. Asrın depremi olarak bilinen ve şehirlerin yerle bir olduğu 99 yılı Marmara depreminde her türlü iletişim, ulaşımın kesildiği, hangi enkaza müdahale edileceğinin bile şaşıldığı bir büyük deprem yaşanmıştır. Buna rağmen, dönemin Hükûmeti ve Bayındırlık Bakanlığı tarih belirleyip taahhüde girerek kısa sürede binlerce insanımızı çadırlara ve prefabrik konutlara yerleştirmişlerdir ve büyük bir destan yazmışlardır. O gün 165 bin çadırı on beş gün içinde, 44 bin prefabrik konutu üç ay içinde kurup insanları içine yerleştirirken, bugün AKP İktidarı 4 çadırı kırsalda kurmayı maalesef becerememiştir.
Yine, o dönem, dünyada ilk defa 60 bin kalıcı konut bir yıl içinde tamamlanarak sahiplerine teslim edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, 99 depreminden sonra, iletişimden şans oyunlarına kadar, on bir yıldır vatandaşımız deprem vergisi ödedi ve ödemeye de devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – Bugüne kadar 30 katrilyon lira para toplanmıştır bu fonda. Bu paralar nereye harcandı, kalan para nerede? Bunu kimse maalesef bilmiyor. Büyük ihtimalle deprem vergilerini delik bütçelerinize yama yaptığınız konuşuluyor.
Ey, cefakâr Türk milleti, sen on bir yıldır deprem vergisi ödüyorsun, ödediğin 30 katrilyon lira maalesef ortada yok.
Bu parayı buhar eden AKP maalesef hâlâ iktidarda diyor, hepinize bir kez daha saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.