7 nisan 2010 kanser araştırma önergesi mhp grup önerisi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ

83’üncü Birleşim
7 Nisan 2010 Çarşamba
2.- (10/348) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 7/4/2010 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
Tarih: 07.04.2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu’nun 07.04.2010 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay Vural
İzmir
MHP Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan 10/348 esas numaralı “Kanser hastalığının boyutlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla” Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis Araştırması önergesinin görüşmelerinin Genel Kurulun 07.04.2010 Çarşamba günlü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin lehinde ilk söz Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu’na ait.
Buyurun Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanser hastalığıyla ilgili verdiğimiz araştırma önergemiz hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.
Önergemiz gayet açık ve nettir ancak her zaman olduğu gibi iktidarın ilgisini ne derecede çekecektir bilmemekteyiz. Ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık problemlerinin başında gelen kanser hastalığı her yıl artarak devam etmektedir. Bu vesileyle dün kanser hastalığından hayatını kaybeden 21’inci Dönem Balıkesir Milletvekilimiz Hüseyin Kalkan Bey’e Milliyetçi Hareket Partisi ve şahsım adına Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Kanser hastalığının bölgeler ve iller bazında hangi boyutta olduğunun tespiti, hasta sayısı, hastalığın türleri, tanı, tedavi, ekipman ve hekim ihtiyacı gibi tüm eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir ve bu konularda çok ciddi bir yol haritasına ihtiyaç vardır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde her yıl 150 bin civarında kişinin yakalandığı kanser hastalığıyla ilgili net bilgiler bulunmamaktadır. Kansere yakalanan hasta sayısı her geçen gün artarken hastaneler dolup taşmaktadır. Dolayısıyla bu hastalıkla ilgili tüm eksiklikleri araştırmak, önlem almak devletin, hükûmetin, milletvekillerinin ve nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi değil midir? Böylesine önemli bir konuda bir araştırma komisyonunun kurulması neden çok görülebilir?
İlim Kastamonu’dan her gün 10-15 kişi Demetevler’deki Onkoloji Hastanesine hasta ziyaretine gelmektedir. Bu bile, bu hastalığın ne kadar ileri seviyede olduğunun en basit göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, kanser tedavi hizmetlerinin organizasyonunda en çarpıcı ve önemli nokta, ülkemizdeki tıbbi onkolog ve hematologların sayısal yetersizliğidir. Şu an sayıları milyonlara yaklaşan kanserli hastaların tedavi ve takibinin yetersiz sayıdaki tıbbi onkolog ve hematologlarla götürülemediği ve sıkıntıların varlığı açıkça ortadadır.
Ülkemizde en sık görülen iki kanser türünden akciğer kanserine yılda 50 bin kişi, meme kanserine yılda 16 bin kişi yakalanmaktadır. Yine, ülkemizde 50 bini aşkın lösemi hastası takip edilmekte, yılda 15 bini aşkın lenfoma ve 10 bini aşkın yeni lösemi olgusu saptanmaktadır.
Gerekli uzman ihtiyacının karşılanması için de üniversiteler ve tıp fakülteleriyle birlikte ortak çalışmaların yapılarak tespit ve çözümlerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Erken teşhis ile kanserle savaş politikasına yön verilmesi, nüfus tabanlı kanser kayıt sistemlerinin kurulması ve daha sağlıklı veri toplanması sağlanmalıdır.
Dünyada kanser hastalığının tedavisinde önemli gelişmelerin olması, bizim de bu gelişmeler paralelinde çalışmalar yapmamızı gerektirmektedir.
Medikal onkoloji konusunda uzman yetişmesi seneler almaktadır. 11 milyon nüfuslu Yunanistan’da bile medikal onkolog sayısı bizden fazladır. Bu konudaki yetişmiş eleman sayımız gerçekten yetersizdir. Üstelik sadece onkolog yetiştirmek de yeterli olmamaktadır. Patolojide uzmanınız yoksa yeterli onkolog olması da bir şey ifade etmemektedir. O nedenle, radyolog, stolog ve patologların yetiştirilmesine de önem verilmelidir ve insan kaynakları yetersizliği mutlaka giderilmelidir.
Bakınız, bir medikal onkolog ve hematolog, tıp fakültesini bitirdikten sonra on dört-on beş yıl daha eğitim alarak ancak kırk yaşında göreve başlayabilmektedir. Bu durum ise bu uzmanlığın tercih edilmemesine neden olmaktadır. O yüzden bu uzmanların yetiştirilmesi konusunda yeni idari ve yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu aşikârdır.
İşte tüm bu nedenlerle ülkemizin en önemli sağlık problemlerinden biri olan kanser hastalığının hangi boyutlarda olduğunun tespiti, araştırma merkezleri, tıbbi cihaz ve uzman hekim ihtiyacı, hasta sayısının belirlenmesi, tanı ve tedavi şekilleri dâhil tüm eksikliklerin giderilmesi için gerekli önlemlerin ortaya konulması amacıyla bir Meclis araştırma komisyonu kurulması mutlaka gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, AKP İktidarı muhalefetin her şeye muhalefet ettiğini ve çözüm üretmediğini iddia ederek Türk siyasetine “muhalefete muhalefet” anlayışını yerleştirmiştir. Şimdi ben de iktidara soruyorum: Muhalefetin önerileri, kanun teklifleri, araştırma önergeleri muhalefet olsun diye mi veriliyor? Milliyetçi Hareket Partisi olarak gündeme getirdiğimiz hemen hemen her konu bu ülkenin ve insanlarının gerçek sorunlarıdır ve bu sorunlara çözüm önerileridir. Yaratılan sanal gündemler değil, vatandaşımızın bizden beklediği gerçek gündemlerdir ama üzülerek ifade ediyorum ki AKP İktidarı insanların kafalarını karıştırarak suni kavgalarla yarattığı gündemi bizlere ve vatandaşlarımıza dikta ettirmeye çalışmaktadır. İktidar, her konuda ama her konuda icraat, söylem ve suni gündemleriyle kamuoyunu ikiye bölmekte, insanların kafasını karıştırmaktadır. Böylece de doğrunun veya yanlışın ne olduğu konusunda tereddütler yaratmaktadır. Özellikle kamuoyunu aylarca meşgul eden ve insanları ikiye bölen ve fiyaskoyla sonuçlanan domuz gribi aşısı da buna son örnektir. Bu konuda Sayın Başbakan ve Sayın Sağlık Bakanı bile ikiye bölünmüş, vatandaşın kafası baştan karıştırılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi başından beri domuz gribi salgını ve aşıları konusunda Sağlık Bakanlığının yanlış politika izlediğini, vatandaşlarımızın paniğe sevk edildiğini, domuz gribinin diğer griplerden bir farkının olmadığını ve aşılara verilecek paranın da heba olacağını her platformda dile getirmiştir. Geldiğimiz noktada Dünya Sağlık Örgütü Başkanı ve Sayın Başbakanın da şahitlikleriyle domuz gribi meselesinin sadece bir palavradan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır.
Domuz gribi olayına değinmemin sebebi ise ülkenin milyonlarca doları bir palavraya heba edilirken her yıl 150 bin kişinin yakalandığı kanser hastalığı gibi ciddi sorunlarımıza gereken hassasiyetin ve önlemlerin mutlaka ve mutlaka alınması içindir. 4 Nisan 2010 tarihinde düzenlenen Kanser Kongresinde konuşan Sayın Sağlık Bakanı bakınız manşette ne diyor: “Akdağ Türkiye'nin korkunç kanser raporunu açıkladı: Her yıl 150 bin yeni hasta.” Evet, her yıl Türkiye’de 150 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır ve bu rakamın -Sayın Bakan tarafından ifade ediliyor ki- 2011’de hızla artarak 155 bin olacağı söyleniyor.
Sayın Bakanın bu açıklaması bile araştırma önergemizin haklılığını desteklemekte, sizin de oy vermenizi gerektirmektedir. Umarım bu konuda çelişkiye düşmeyeceksiniz.
Bakınız, Kastamonu’yu da içine alan başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere tüm yurtta kanser hastalığında ciddi artışlar görülürken şayet reddederseniz, bu amansız hastalıkla ilgili gerekli önlemlerin alınmasında, ciddi bir araştırmanın yapılmasında ne gibi bir sakınca gördüğünüzü açıklamanız ve bunu milletimizin bilmesi gerekmektedir.
Milyonlarca insanımızın bugününü ve geleceğini ilgilendiren kanser konusunda verdiğimiz araştırma önergemizin kabul edilmesi ve kurulacak komisyonla bu sorunlara vakit geçirilmeden çare aranması ve bulunması şarttır. Hiç olmazsa bu araştırma önergemizi bir kerecik olsun muhalefetten gelen önerge ayrımından vazgeçerek, öncelikle milletin vekilleri olarak, bu hastalığa yakalanmış veya yakalanabilecek potansiyel hastaların vekilleri olarak önergemizi desteklemenizi umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Serdaroğlu.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.