BORÇLU KEFİL İLİŞKİSİ İLE İLGİLİ KANUN TEKLİFİ
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte sunulmuştur.

1- Mehmet SERDAROĞLU
Kastamonu Milletvekili


TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’DA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10’uncu maddesinde yer alan “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” ibaresi madde metninden çıkarılmış, kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 1.- Tüketici, ticari, zirai, esnaf ve benzeri kredi işlemlerinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçlu hakkında icra işlemini sonuçlandırmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.

MADDE 2.- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 2.- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


GENEL GEREKÇE


Son yıllarda uygulanan yanlış ekonomik politikalar sonucu vatandaşlarımız bankalara, esnaf kefalet ve tarım kredi kooperatiflerine büyük oranlarda borçlanmışlardır. Haziran 2009 tarihi itibariyle tüketicilerin bankalara olan borçları 110 milyar TL’nin üzerine çıkmıştır. Bu rakama, esnaf kefalet ve tarım kredi kooperatiflerinden alınan krediler dâhil değildir.

Kredi veren kuruluşlar ve bankalar, kredi verirken şahsi teminat istemektedirler. Yani, asıl borçlunun yanında bir de kefile imza attırmakta, kendilerini her türlü garantiye almaktadırlar.

Bankalar ve kredi veren kuruluşlar, asıl borçlu borcunu aksattığı takdirde, diğer kanuni yolları denemeden hemen kefile müracaat etmektedirler. Hâlbuki öncelikle asıl borçludan borcun tamamını ya da bir kısmını tahsil edecek adımları atmaları gerekmektedir. Bankaların asıl borçluyu kefil üzerinden sıkıştırması, kefil ile asıl borçluyu karşı karşıya getirmektedirler. Sorun öyle büyük bir hal almıştır ki, bu yüzden birbirine kefil olacak kadar güvenen, iyi dost olan kişiler arasında kavgalar çıkmakta, hatta cinayetler işlenmektedir.

Vatandaşlarımızın üzerindeki borç yükü, tek başına sosyal barışı ve toplumsal huzuru yeterince tehdit ederken, kefalet sistemi ile toplum üzerindeki tehdit bir kat daha artmaktadır.

Tüketici Kanunun 10’uncu maddesinde “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” ibaresi yer almasına rağmen, bu ibare sadece başvuru ile sınırlı kaldığı için bankalara engel olmamaktadır. Yine bu ibare, sadece tüketici kredilerini kapsamaktadır.

Kanun teklifimiz ile, 10’uncu maddedeki yaptırımsız ibare kaldırılmakta, Tüketici Kanununa eklenen bir madde ile, tüketici, ticari, zirai, esnaf ve benzeri kaynaklı kefaletlerden doğan borçlarda, asıl borçlu hakkında icra işlemi sonuçlanmadan kefilden borcun ifasının istenemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.



 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.