tarım ithalatı basın toplantısı basın metni
KASTAMONU MİLLETVEKİLİ MEHMET SERDAROĞLU’NUN 7/1/2009 TARİHİNDE YAPTIĞI BASIN TOPLANTISI METNİDİR.

Değerli basın mensupları,

Basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi için hepinize teşekkür eder, sizleri en iyi dileklerimle selamlarım.

Asıl konumuza geçmeden önce, İsrail’in Filistinli Müslüman kardeşlerimize yaptığı vahşi ve zalimane saldırıyı şiddetle kınıyorum.

Değerli basın mensupları,

Bugünkü basın toplantımızda, Türk Çiftçisinin, ithalat yoluyla nasıl mağdur edildikleri konusunda sizlere bilgi vermek istiyorum. 1999 dan önce 5 milyar dolara yaklaşan tarım ürünleri ithalatı koalisyonda olduğumuz 2001 yılında 3 milyar dolara kadar düşmüştür.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Milliyetçi Hareket Partisi’nde olduğu 57. Hükümette, tarım ürünleri ithalatı kısıtlamalara tabii tutulmuştur. İthalatın kısıtlanması ile birlikte, çiftçimizin yüzü gülmüş, ürünü para eder hale gelmiştir. Yetiştirdiği üründen para kazanmaya başlayan çiftçinin üretimi artırmasıyla birlikte, çarşı ve pazarda hiçbir ürünün yokluğu çekilmemiştir.

AKP iktidarı ile birlikte, tarımsal ithalat adeta patlamıştır.
2001 yılında 3 milyar dolar olan tarımsal ithalat, 2007 yılında neredeyse 10 milyar dolara ulaşmıştır. Bu 10 milyar dolar, Türk çiftçisinin cebinden alınıp, yabancı çiftçinin cebine konan paradır.

AKP Hükümeti, senede 10 milyar doları Türk çiftçisine vermek yerine, yabancı çiftçiye vermeyi tercih etmektedir. AKP ithalatı kısarak, bu paranın yarısını ürün desteği olarak Türk çiftçisine verse, inanın tarımsal üretim ve ihracat rakamlarımız kat be kat artar. Çiftçimizin refah düzeyi yükselir, Köylerden şehirlere göç azalır, hatta tersine döner.

Değerli basın mensupları,

Biz ithalata karşı değiliz. İhtiyacımız olan miktarlarda ithalat yapılmalıdır. İktidar, tam çiftçimiz hasat yaptığı, ürününü pazara çıkardığı dönemde ithalata izin vererek, ucuz ithal ürünleri pazara sokarak, adeta çiftçimizin idam fermanını imzalamaktadır. Yaptıkları diğer bir yanlış da, ihtiyacımız olan miktardan fazlasına ithalat izni vermeleridir. Bu fazla miktarda ithal edilen ürünler, stoklarda bekletilmekte, yeni sezonda sanki yerli üretimmiş gibi piyasaya sürülmekte, Türk çiftçisinin ürettiği ürün elinde kalmaktadır.

Değerli basın mensupları,

Dünyanın en kaliteli sarımsağının yetiştiği ve maliyeti 1.5 TL olan Taşköprü sarımsağın kilosu bugün 40-50 kuruşa düşmüşken, İktidarın Çin’den sarımsak ithaline izni, Türk çiftçisine nasıl izah edilebilir? Bakınız bu kolideki sarımsak Çin sarımsağıdır ve Türkiye pazarındadır. Bu sarımsak aslında genleriyle oynanmış, HİBRİT sarımsaktır. Bu hibrit genleriyle oynanıp büyükbaş haline getirilen, diş sayısı çoğaltılmış sarımsak sağlığa faydalı değildir. Sarımsağın kendisine has bir kokusu ve kendine has bir tadı vardır. İşte şu kutudaki Çin sarımsağının kokusu dahi farklı ve mide bulandırıcıdır.

Oysa yerli üretimimiz ve özellikle Kastamonu Taşköprü sarımsağı, içinde çok sayıda mineral ve vitamin içeren gerçekten kaliteli bir üründür.

2001-2002 yılında 1 kilogram sarımsak 4.5 litre mazot alırken, bugün 4.5 kilogram sarımsakla 1 litre mazot alınabiliyor. Başbakanın dediği gibi, “nereden nereye”… Neden? İşte bu ithal ürünler yüzünden. Kastamonu’da tonlarca sarımsak Gökırmak’a dökülmeyi beklerken, Çin’den gelen bu sarımsağa izin verilmemeliydi. İktidar vekillerinin beyaz altın dediği sarımsağımız, yanlış politikalar sonucu Beyaz pul olmuştur. Sayın Tarım Bakanına 2007-2008 sarımsak ithalatını sordum. 2008 ithalatına cevap veremedi.
Sayın iktidar siz ne kadar gizlerseniz gizleyin mal meydanda, işte ithal sarımsak. Buradan bütün üreticilere sesleniyorum, yapılan zamansız ve gereksiz ithalatlarla ürünleriniz para etmiyor. Buğdaydan mısıra kadar tarım ürünlerinin bir çoğu, özellikle bakan çocukları tarafından ithal ediliyor.

Değerli basın mensupları

Pirinçte de, ithal sıkıntısı yaşanmaktadır. İpsala ve Keşan başta olmak üzere bütün Trakyalı üreticinin, pirinç deposu Gönen, Osmancık, Kargı ve Tosya’lı pirinç üreticisinin mağduriyeti, işte gördüğünüz bu ithal pirinç yüzündendir. Pirinç açığımız vardır, ithalat da yapılacaktır. Ancak ithalatın zamanlamasına karşı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Yeni pirinç sezonunda piyasaya giren ithal pirinç, fiyatları düşürmekte, yerli üreticimizin yetiştirdiği ürün para etmemektedir. Bunlar sadece iki örnektir. Bakliyatın her çeşidinde ve pek çok ürün çeşidinde ithalat yoluyla yerli çiftçi mağdur edilmektedir. Bu mazot, gübre ve tohum fiyatlarıyla, yerli çiftçinin ithal ürünlerle rekabet şansı yoktur.

Değerli basın mensupları,

İthal ürünlerin baskısı altında kalan çiftçilerimizin geçinme, karınlarını doyurma imkanları kalmamıştır. Üretemeyen ve toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi borç içinde yüzen “milletin efendisi” çiftçilerimiz, bu gidişle Hükümetin erzak yardımlarına muhtaç hale gelecektir.

Haliyle, Çiftçilerimizin tarım krediye ve Ziraat Bankasına olan borçlarını ödeme ihtimalleri de yoktur. Hükümet, derhal, çiftçi borçlarını yeniden yapılandırmalı ve zamana yaymalıdır. Aynı zamanda, tarımsal ürün ithalatına kısıtlamalar getirmeli, yabancı çiftçiye aktardığı kaynağı ürün desteği olarak ülkemiz çiftçisine vermeli, çiftçimizin yeniden üretme ve kazanma yolunu açmalıdır. Aksi takdirde, köylerimizde kimse kalmayacak, şehirlerimiz, hükümetin “sadaka”sına muhtaç, çaresiz insanlarla dolacaktır.

Kısaca, şu gördüğünüz ve bunlara benzer ithal ürünler yoluyla çiftçimiz tüketilmiştir. Şu anda çiftçimiz haciz kıskacındadır. Traktörüne koyacak mazotu olmadığı için Anadolu’nun muhtelif yerlerinde karasabana dönmüştür. Bu yıl çiftçi tarlasına gübre dahi atamamıştır. Bu da üretimin en az yüzde 50 düşmesi, çiftçinin bir kez daha yüzde 50 fakirleşmesi demektir. Borçlarını ödeyecek durumda değildir. Çiftçimizin borçları mutlaka yeniden yapılandırılmalı ve ertelenmelidir. Çiftçi bu ülkenin önemli ve onurlu bir kesimidir.
Çiftçi bu ülkenin önemli bir değeridir, direğidir.

Toplantımıza katıldığınız için tekrar teşekkür eder, sizleri en iyi dileklerimle selamlarım.


  Fotoğraflar

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.