tüketicinin korunması doğrudan gündeme alma, basın metnidir
MHP KASTAMONU MİLLETVEKİLİ MEHMET SERDAROĞLU’NUN 06/01/2009 TARİHİNDE, TBMM GENEL KURULUNDA, KREDİ KART AİDATLARI İLE İLGİLİ KANUN TEKLİFİNİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASI ÖNERGESİNDE YAPTIĞI KONUŞMANIN METNİDİR.


Kredi kartlarından ve Mevduat hesaplarından ücret alınmaması için verdiğim kanun teklifimin doğrudan gündeme alınması için söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Ülkemizde 40 milyon civarında kredi kartı, 70 milyonun üzerinde mevduat hesabı vardır. Bankalar, kredi kartlarından ve mevduat hesaplarından kart aidatı, yıllık ücret, hesap işletim ücreti gibi adlar altında ücretler almaktadırlar. Bu yolla en az , 40 trilyondan fazla bir kaynak bankalara aktarılmaktadır. Mahkemeler alınan bu ücretlerin, haksız ve hukuksuz olduğuna karar vermelerine rağmen, bankalar bu kararlara uymamakta, tüketicinin bireysel dava açmasını beklemektedirler.

Milletvekilinin görevi, toplumun yaşadığı sıkıntıları gündeme taşımak, onlara çare aramaktır. Kanun teklifime, gelen olumlu tepkilerden gördüm ki, sorun, tahmin ettiğimizden çok daha büyük. Vatandaşlarımız, hem bireysel olarak, hem de tüketici dernekleri vasıtasıyla teklifimizin bir an önce kanunlaşmasını istemektedirler. Gördüğünüz bu dosyada, teklifimize gelen olumlu tepkiler, yer almaktadır. Kısaca, Milletimiz, bu haksızlığa isyan etmekte, bizlerden, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden çözüm beklemektedir.

Kanun teklifimizin Meclis Başkanlığı’na sunulmasıyla birlikte, Bankalar seslerini yükseltip, lobi faaliyetlerine başlayıp, bu ücretlerin bir hizmet karşılığı alındığını, dolayısıyla serbest piyasaca belirlenmesi gerektiğini iddia ettiler. Hatta, “piyasada çeke senede dönülür” diye, tehditler savurdular. Yüzde 50’den fazlası yabancıların elinde olan bu sektör, aralarında çok kolay anlaşarak, serbest piyasa dışına çıkabilmektedir. Çünkü, söz konusu olan yılda en az 40 trilyonluk haksız, zahmetsiz ve tatlı bir kazançtır. Bankalar olmazsa olmazlardır, doğrudur. Ama bu haksız kazanç sağlamalarını gerektirmez. Bankalar, kartla satış yapandan zaten belli bir komisyon alıyorlar. Hesabımıza yatırdığınız parayı kullanıp, paramızdan para da kazanıyorlar. Hele bir de, borcumuzu zamanında ödeyemezsek, vay halimize. Bizi, yıllık yüzde 90’lara varan faizle, içinden çıkamayacağımız bir girdabın içine de sokuyorlar.
Diğer taraftan, bu iş öyle bir yağlı börek ki, sokaklarda, kredi kartı dağıtmaya devam ediyorlar. Üstelik, kart pazarlarken, “kart ücreti almayacağız” diyebiliyorlar. Bu soyguna, bu vurguna, başka bir ifadeyle, Bankaların bu vahşi kapitalizmine birilerinin dur demesi gerekiyor. Dur denecek yer de, Millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

Ayrıca, kredi faizlerinin yüksekliği de, halkın şikayetleri arasındadır. Bununla birlikte en önemli olan ise halkın borç ödeme gücü ve imkanı kalmamıştır. Bu sebeple, Kredi kartı borçları başta olmak üzere, tüm borçlar yapılandırılmalı ve zamana yayılmalıdır.
Böylece intiharların ve sosyal faciaların önüne geçilebilir. Bunun yapılacağı yer Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir, yapacak olan da iktidardır.

Bu konuda, Sanayi Bakanımızın da, kartlardan bir kere aidat alınması yönünde beyanda bulunması, teklifimizin haklılığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, Sayın İyimaya’da bir kanun teklifi vermişti. Ancak, bankalar hemen seslerini yükseltip, devasa güçleriyle lobi faaliyetlerini artırınca, maalesef, sayın iktidar, geri adım atmak zorunda kalmıştır. Geri adıma da, ilk destek, “serbest piyasada olmaz böyle şeyler” diyen Maliye Bakanından gelmiştir. Sayın Bakanı’nın serbest piyasadan anladığı “bırakınız yapsınlar, bırakınız ezsinler” şeklinde midir? Sayın bakan, 6 yıldır hep yabancı sermayenin, holdinglerin, kartellerin, zenginlerin yanında yer alarak, dolaylı vergiler yoluyla, bu fakir milletten aldığını bu kesimlere aktarmıştır.


“Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.” Tekrar ediyorum. “Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.” Bir haksızlığı, bir hukuksuzluğu gidermek, bizlerin hem anayasal, hem de ahlakî görevimizdir. Alınan bu haksız ücretlere hepimizin isyan ettiğini biliyorum. Şimdi, önergemin oylanmasından önce, şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor: Bankaların yanında mı olalım, yoksa bu konuda mağdur ve mazlum olan, milletimizin yanında mı olalım? Karar ve takdir tabii ki, yüce heyetinizindir. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.

 
  Mehmetserdaroglu.com.tr Her hakkkı saklıdır.